10 Ekim 2012 Çarşamba

küçük bir istek

 

   uzun süredir yazıyorum, ondan daha kısa bir süredirde yazıyorum. okuduklarımda okudukça hayatımızın değişeceği yazıyordu. Bu bana bir tüccarın ürününü satmak için uydurduğu bir çeşit yalan gibi geliyor. hayatı hep izledim hayata çok az katıldım. İlk bakışta farklı olmayı istemiştim ama; tanındıkça farklı olan bir adam oldum. Zamanla hatalarımın tek sahip olduğum şey olduğunu farkettim. Geriye dönüp hatalarıma şöyle bir baktığımda, hepsinide benim yaptığımı anladım. Evet, o hataları yapan bendim ve benim o anki kişiliğimdi. Hiç bir zaman en iyi olmadım. Hiç bir zaman hiç bir özelliğim, bulunduğum ortamda en iyi olmama yetmedi. Hiç bir zaman ilk bakışta dikkat çeken bir bir insan olmadım. Çoğu kez de yalnız olmadım. Bana bir arkadaşlık verdikleri için her zaman yanımdakilere minnet duydum. onları kendi içimde tanrılar katına çıkardım. Bu yüzden gittiler ya. Yalnızlıktan, yalnız kalmaktan hep korktum. Kimi zaman bu korkumla yüzleştim ama hep korktum. Ve şimdi yalnızlıktan korkuyorum. sadece bir kere aşık oldum. o da on dört yaşındayken oldu. İlk başlarda çocukluk aşkı dedim kapattım. Bu kapanışın acısını senelerce çektim. Evet, o çocukluk aşkı beni yıllarca bir sarhoşa çevirdi. Bu aşkın bana zararı bir yana faydası da oldu ve bu gözardı edilemezdi. Bu aşk bana hazineye kollarımı daldırmak yerine bir süre o hazineyi izlemenin zevkini, hazzını öğretti. Onun ardından yaşadığım ilişkilerin bir çoğu adım atmadığım gerekçesiyle bitti. Ama bu durumu onlara anlatamazdım ki. Haz, hiçbir zaman benim hayatımı kökünden sökemedi. Belki arada sallayıp solmuş yaprakları döktü ama, asla kökünden sökemedi. Kitaplardan aldığım haz da o ölü yaprakları döktü. Tekrar yaprak açtım ve başka bir kitap yine o yaprakları döktü. Bu o kadar çok oldu ki. Kitaplar ve onlardan aldığım haz sayesinde sürekli yaprak açtım. Hiç bir zaman ölü yapraklarla durmadım. Öyle insanlar görüyorum ki. Üstündeki ölü yapraklar hiç bir zaman silkinmemiş. Ve en acısı artık yaprak açamaz hale gelmiş. Bir arkadaşım bana çok konuştupumu söylemişti, sevinmiştim. demek ki hala konuşacak bir şeylerim var ve hala bir şeyler hakkında konuşabiliyorum. İnsanlar sözlerimin içini açıp bakmadıkları zaman onlara boş derler. İnsanlar böyle değil midir? Bilmedikleri şeye inanmazlar hatta düşünmezler bile. Bu, her zaman böyle değildi. Bir zamanlar eminim ki insanlar, bir şeyler düşünüyorlardı. Ve düşünmek zorundaydılar. Bir zamanlar insanlar, hazır değil kendi ürettikleri bilgiyle gelişiyordu. ne güzeldir aslında o zamanlar. İnsanlardan duyuyorum, zaman çok değişmiş. Hayır zaman değilş insanlar değişti. icatlar bilgiler insanların içindeki hayvanı kontrol altına almak için değil onu doyurmak için kullanıldı. Ve o hayvan hiç doymadı. İnsanlar hep daha fazlasını istedi. İnsanlar olmayanı istedi, herşeyi. Bu dünya yalnız onlara ait sandılar. Ve bu açgözlülüğe sahip olmayanı suçladılar. Onlara berduş dediler ve serseri. Savaşmak, öldürmek istemeyeni vatan hainliği ile suçladılar. Bedel ödemeden bir metrekaresine bile sahip olamayacağımız yerlere vatan dediler. Hatta bu kadarla kalmayıp, bu vatan hepimizin dediler. Çıkış nedenini bile tam olarak bilmediğimiz hatta hiç bilmediğimiz savaşlara girmek, öldürmek zorunda bırakıldık. Sahip olduğumuz(!) dünyada insan olmamız yaşamamız için yetmedi. Kendimi bazen insanlar arasında kıstırılmış hissediyorum. Bazen yazdıklarımı kimsenin okumayacağından korkuyorum. Bazen ümitsizliğe bile kapılıyorum. Korkuyorum, yalnız olmaktan. Etrafımdaki insanların bir gün gideceğinden korkuyorum. Gerçekten korkan insanlar gittiğinde gerçeğe koşan insanlarla arkadaş olamayacağımdan korkuyorum. Kişiliğim gereği bir şeyin yok olmasından değil eksik olmasından korkarım. Etrafımdaki insanların teker teker gitmesinden korkuyorum. Bazen kendime bile söylemeye çekindiğim gibi, yalnız ölmekten korkuyorum. Nesli tükenen bir canlı türünün son üyesi olmaktan korkuyorum. Karşılaştığım her zorluğun bir basamak olduğunu ve bu basamakların bir gün cennete çıkacağını düşünüyorum. O cennetin olmamasından korkuyorum. Bir çok insan gibi sevilmemekten de korkuyorum. Çoğu kez sevilmediğimi de düşünüyorum. Bilinmemekten korkuyorum. Ne ev ne araba ne güzel bir eş. Eski bir motosiklet ve öldükten sonra hatırlanmak istiyoruım. Bazende kendime soruyorum, çok şey mi istiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder