adaletten kim sorumludur asıl? yani adaleti tanrı mı dağıtır? bunun yalan olduğu kesin. Peki adalet hızlı mı olmalıdır, yoksa dürüst mü?
adaletin hızlı olması için adaleti bugün yapıldığı gibi azınlığın ve hatta tek bir kişinin eline vermek gerekir. bu adalet zayıftır, bu adalet saçmadır, bu adalet yanılmıştır. adalet hızlı uygulanır ama yanlışlarla doludur. peki bir insan bu adaleti iyilik pahasına kullanamaz mı? elbette kullanır, eğer insan adaleti -gücü- kendi çıkarları için değil, kendini güçlü yapanlar için kullanırsa bu onun gücünü dahada arttırır. süpermen gibi düşünün. Süpermen akıllıydı! süpermen gücünü insanlığın faydasına kullanır, karşılığında insanların sempatisi ve gerektiğinde yardımını alırdı. peki süpermen insanlara yardım edip, gerçek hayatta da basit bir ofis boy olmasaydıda, insanları kendine itaat etmeye zorlasaydı, ne kadar gücünün doruğunda kalabilirdi? bu süpermen faslı günümüz devlet-halk ilişkisine çok benziyor değil mi? ve bir de süpermen denince benim aklıma nietzche ve onun üst insan fikri geliyor. evet bu gün tam olmasa da üst insan vasıflarını taşıyan, adaleti hızlı bir şekilde sağlayanlar var. ama bu insanlar insanın evrimsel olarak üstüne ulaşamamıştır. evet, gücü elde etmiş ama kendi gücünün sorumluluğunu bilememiştir. bu yüzden nietzche hem haklı çıkmış hem yanılmış diyebiliriz bu konuda. bugün çoğunluğun kararını azınlık vermekte ama yanlış ve acımasız bir şekilde vermektedir.
şimdi de dürüst adalete bakalım. şöyle örneklendirmek istiyorum. bir bilginin salt doğru olabilmesi için en iyi yöntem, bir çok insanın ve bir çok kaynağın bilgisine başvurmaktır. yani bir insanın bir konuda suçlu olup olmadığına ne kadar çok insan karar verirse, doğruluk payına o kadar çok yaklaşılır. eğer toplumun kaderini yine toplumun kendisi belirlerse geleceği en parlak, adaleti en doğru toplum o toplum olur. toplumun adaletinin dosdoğru olmasının yanında oldukça hantal olması gibi bir durum da söz konusudur. bunun başlıca nedenleri: bir çok kişinin fikrinin alınması, farklı fikirlere söz hakkı tanınması, kararların bir tartışma sonucu verilmesi... bu toplumun kararlarının baz alınması Marx'ın teorisini hatırlatır bize daha çok. ama ne yazık ki şu sıralar marx değil nietzche nin zamanındayız. bu nedendendir ki bu durumlara örnek veremiyorum. Ama şunu diyebilirim ki adalet ve güç dağılımında zamanla toplumun payı artacak. yani insan doğanın bir hediyesi ve doğada hayatta kalma şansını artıran kolektif yaşam ilkelerini kabullenecek. ve belki o zaman insan dünyaya yayılan doğayı mahveden bir virüs olmaktan çıkar ve bir karınca kolonisi gibi işbirliği içinde ve doğayla iç içe yaşayabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder